Uçup uçup cama çarpan kuşa şahit oldunuz mu hiç? Bir ağaçta olsa, dal kırılsa da güvendiği kanatlarıdır.
Uçup uçup cama çarpan kuşa şahit oldunuz mu hiç?
Bir ağaçta olsa, dal kırılsa da güvendiği kanatlarıdır.
Ancak gökyüzüyle arasında saydam bir cam varsa, fayda etmez kanatları…
Hakikate ulaşmak da sınırı boyunca paralel yürümeye benzer.
Giriş kapısı hissedilir, bir yerlerdedir.
Kimi zaman bir ressamın tuvale yansıttığı gölgededir.
Kimi zaman bir şairin tarif ettiği ebemkuşağının dibindedir.
Kimi zaman da ücra bir yerdeki arifin gözlerindedir.
Avam içinse sonsuza dek nadasa bırakılmış bir bostanın korkuluğudur.
Ben zamanında çok yokluk çektim,
Sonraları markalarla kapatmaya çalışsam da olmadı.
Tespih aldım, bıyık bıraktım.
Saçlarımı uzattım, dövme yaptırdım.
Bir gün sağcı oldum, bir gün solcu.
Bir oraya savruldum bir buraya savruldum.
Tanışıp da tanıyamadığım kendimi cama çarpan kuş gibi aradım durdum.
Yineleyemediğim her şey mutluluğum oldu.
Bulamadığım her şeyse umudum.
Hem tekrara düştüm.
Hem de kusuruma baktım.
Çünkü insanlara güvenmekten bıkmadım.
Dünün açları olup da bugünün doyumsuz olanlarından uzak durdum.
Yanlışı ve kötüyü fark edecek kadar iyi olup da susanlardan usanır oldum.
Yetişkin oldum olmasına ama devrin yoz gidişatına yetişmedim.
Kendimden yola çıktım hakikat yolculuğuna.
Paralel yürüsem de sınırında…
19.04.2025