Sinema filmi izlediğimizde, senaryo kısmı göreceli olsa da oyunculuğun gerçekçi olmasını isteriz. Eğer yansıyan duygular bize geçmezse, illüzyon bozulur ve filmin etkisi azalır.
Sinema filmi izlediğimizde, senaryo kısmı göreceli olsa da oyunculuğun gerçekçi olmasını isteriz. Eğer yansıyan duygular bize geçmezse, illüzyon bozulur ve filmin etkisi azalır.
Kişi korku filminde korkmalı, dram filminde üzülmeli, komedi filminde ise gülmelidir. Eğer bunlar gerçekleşmiyorsa film başarısızdır.
Bir Zamanlar Amerika sinemanın kült filmlerinden biridir, öyle ki kişinin hayatına bir ömür boyu unutamayacağı izler bırakır.
Robert De Niro’nun canlandırdığı David, senaryo gereği bir çatışmaya girer ve vurduğu kişiden dökülen kanlar, ketçap görüntüsüne sahip olduğu için günümüz izleyicileri için anlık bir şekilde illüzyonun bozulmasını sağlar.
Şu an yapılan filmlerde ise bu durum öylesine gerçekçidir ki, kanmak için ekranın veya perdenin karşısına geçen izleyici, gerçekten de birilerinin vurulduğunu zanneder.
Kendi hayatımız ise izlediğimiz filmlerin en gerçekçisidir.
Hem başroldeyizdir hem de kendi hayatımızın izleyicisiyizdir.
Titanik filminde Leonardo DiCaprio Jack karakterini canlandırır. Cebindeki üç beş kuruşla kumar oynayan Jack, Titanik biletini kazandığında sevinçten havalara uçar, ardından büyük de bir aşk yaşar, fakat geminin batmasından ötürü ölür.
Jack olacakları önceden bilseydi, o kumarı oynar mıydı? Kazandığına sevinir miydi? İnsanın tabiatı gereği hayır.
Biz insanlar da Jack’in kumar masasındaki halini yaşıyoruz.
Geçmişin bir kısmını hatırlıyoruz, geleceği çok merak ediyor ve üzerine hayaller kuruyoruz, fakat bir an sonra neler olacağını bilmeden yolculuğumuzu sürdürüyoruz.
Eğer hayat dediğimiz şey, bir jeton atarak girdiğimiz oyunsa ve bu oyunun kurallarında geleceği bilmek veya bilmemek bizim elimizdeyse biz geleceği bilmemeyi tercih ederek bu oyuna girmişizdir.
Bilsek Jack gibi kumar masasına oturmayız, hadi oturduk diyelim kazandığımıza sevinemeyiz, hadi sevindik diyelim, hiçbir oyun bile bile oyundan çıkmak üzerine olmaz, oyunda kalmak üzerine olur.
Üstelik bu oyun dediğimiz hayatın da gerçekçi olması için devam edebilmesi için illüzyonu bozabilecek hiçbir açığın olmaması gerekir.
Ancak oyundaki bazıları; gerçeğin peşini sürmeye, bu işte bir gariplik var demeye ve de bir açığın var olabileceği düşüncesiyle mücadele etmeye devam ediyoruz, belki de oyunun kendisi bunu bulmaktır veya her şey bir ömür unutarak yaşamaktır, kim bilir.
04.04.2024